TOPRAK ÖZELLİKLERİ VE TOPRAK KONDİSYONLAYICI KULLANIMI
Michael
R. NORLAND *
(Soil Scientist , Twin Cities Research Center, Minneapolis/ABD)
Çeviri : AR-GE ve Teknoloji İzleme
Departmanı, TURCAN TARIM/ ANKARA
Bitki büyümesi ve gelişmesi için uygun olmayan
fiziksel özelliklere sahip topraklarda optimum gelişmeyi sağlayabilecek
fiziksel karakterleri (toprak yapısı ve dokusu, toprakta emre amade nem,
toprak ısısı, kütle yoğunluğu, gözeneklilik oranı ve solunum kabiliyeti
) iyileştirmek, uzun yıllar kullanımdan dolayı yorgun düşmüş organik ve
inorganik besin elementlerince fakir toprakları güçlendirmek, bitki büyümesini
ve toprak verimliliğini sürdürebilmek için organik toprak kondisyonlayıcılar,
başta ABD, Kanada, Avustralya Almanya, Fransa ve İspanya olmak üzere
birçok ülkede modern entansif ve ekolojik tarım uygulamalarında yaygın
kullanılmaktadır.
A.
TOPRAK ÖZELLİKLERİ
1. FİZİKSEL ÖZELLİKLER :
1.1.Toprak Yapısı: Taşlı, çakıllı,
iri ve ince taneli, moloz kırıntılı ve masif olarak tanımlanır.Toprağın
nem ve su geçirgenliği, ısı transferi, solunum kabiliyeti, gözeneklilik
ve kütle yoğunluğu özellikleriyle yakından ilgilidir.
1.2.Toprak dokusu: Topraktaki değişik boyutlardaki
partiküllerin göreceli oranı yada mineral partikül boyutlarının ölçümüdür.
Kum boyutu (2-0,05 mm), silt boyutu (50-2 mic.) ve kil boyutu (2-0,01
mic.) olarak sınıflandırılır. Toprak doku sınıflaması, dokusal yapıyı
tanımlamayı ve fiziksel özellikler üzerindeki etkisini görmeyi sağlar.
Toprağın su tutma ve geçirgenliği, emre amade su miktarı, kütle yoğunluğu,
ufalanma ve taşınma eğilimi özellikleri toprak dokusuyla yakından ilgilidir.
1.3.Kütle yoğunluğu ve gözeneklilik:
Birim kütle hacminin kuru kütle ağırlığıdır. Gözenek yoğunluğu ile ters
orantılıdır.Gevşek ve gözenekli topraklar daha düşük, gözeneksiz ve kompakt
topraklar daha yüksek kütle yoğunluğuna sahiptir.
1.4.Toprak rengi: Kolaylıkla tanınabilen bir
özellik olup kimyasal ve biyolojik özelliklerle de ilişkilidir. Toprağın
rengi, toprak yüzeyinin sıcaklığını etkiler. Siyah ve koyu renkli topraklar
güneşten daha fazla ısı absorbe eder. Siyah ve kahverengi topraklar aynı
zamanda organik maddenin varlığına işarettir. Açık renkli topraklar sıcak
değildir. Kırmızı topraklar iyi derecede okside olmuş serbest demir mineralleri
içerir.
KİMYASAL ÖZELLİKLER :
2.1.Toprak reaksiyon derecesi: Toprağın asitlik
ve bazlık derecesini temsil eder. Toprak PH değeri, ölçümle belirlenir.
( PH ; toprağın H iyon aktivitesinin negatif logaritmasıdır.)
PH değeri : 0-7 (Max-Min asitlik
derecesi )
PH değeri : 7 nötr
PH değeri : 7-14 (Min
–Max bazlık veya alkali derecesi )
Düşük
PH değeri asitlik, yüksek PH değeri ise bazlık şiddetini gösterir. Toprağın
reaksiyon derecesine bağlı olarak bitkiler için gerekli besin elementlerinin
konsantrasyonu yeterli, eksik ve fazla (Toksik) seviyede olabilir. Toprak
solüsyonunun PH değeri ile topraktaki emre amade besin elementleri arasında
bir ilişki vardır. Toprak PH değeri, besin özümsenmesi ve bitki büyümesini
iki yolda etkileyebilir.
a-) Hidrojen iyonun
direk etkisiyle,
b-) Topraktaki besin
elementleri üzerindeki dolaylı etkisiyle,
Dolaylı etki daha önemlidir. PH değeri 5’den
8’e artınca Fe, Mn ve Zn konsantrasyonu toprakta daha az bulunur. PH
değeri 5’in altında ise Al, Fe ve Mn konsantrasyonu yeterli miktarlarda
çözünürler. Toprak PH ölçümleri, toprağın yüksek asitliğini nötrlemek
ve yüksek bazlık sorunlarını düzenlemek için gereklidir. Genel olarak
bitki büyümesi ve gelişimi için 5,5-7 arası PH değerlerinin uygun olduğu
kabül edilir.
2.2. Elektriksel iletkenlik
:Kurak ve yarıkurak iklime sahip bölgelerde toprak tuzluluğu
büyük bir problemdir. Tuzluluk, yıllık buharlaşma-terleme yoğunluğunun
yıllık yağış yoğunluğunu aşmasıyla oluşur.Tuzluluk veya topraktaki tuz
konsantrasyonu, doymuş eriyiğin (özüt) elektriksel iletkenliğiyle belirlenir.
Elektriksel
iletkenlik, elektriksel direncin karşılığıdır. Ölçü birimi; decisiemens
per meter yada millimhos per centimeter’dir. İyonik konsantrasyon artarken
elektriksel iletkenlik de artar. 25 ºC da 4 dS/m ve üzeri iletkenlikteki
toprak, tuzlu kabul edilir. Toprak tuzluluğunun bitki gelişimi üzerindeki
etkisi, topraktaki emre amade suyu azaltmasıdır. Tuzun varlığı, toprağın
su tutma kapasitesini düşürür. Tuzluluk derecesi ile sodyum absorbsiyon
oranı, hidrolik iletkenlik ve sızma hızı arasında bir etkileşim vardır.
2.3. Besin element konsantrasyonu : Bitki büyümesinde
16 mineral elementin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Makrobesin elementleri
olarak adlandırılan ve bitkiler tarafından görece yüksek konsantrasyonlarda
kullanılan 9 mineral elementi ; C,H,O,N,P,K,Ca,Mg ve S’ dür. C, H ve O
kaynağı esas olarak hava ve su’dur. N,P,K,Ca,Mg ve S kaynağı ise toprak
partikülleridir. Mikrobesin elementleri olarak adlandırılan diğer 7 mineral
elementi (Fe,Mn,Zn,Cu,B,Mo ve Cl ) çok düşük konsantrasyonlarda gerekli
olup kaynakları toprak partikülleridir. Makrobesinler genellikle bitkilerde
bulunan protein ve nükleik asitler gibi organik maddelerin bileşenleridir.
Mikrobesinler ise çoğunlukla enzim molekülleri bileşenleridir. Asıl besin
elementlerini içeren minerallerin topraktaki konsantrasyonları yetersiz
veya yüksek oranlarda olduğu zaman, bitki gelişimi ve verimliliğini ters
yönde etkileyebilir. Makro ve mikro besin elementleri konsantrasyonunun
yetersiz olduğu topraklarda organik toprak kondisyonlayıcıları kullanılmalıdır.
Se, B, Al, Mn, Fe, S, Ba, Ni, Cu, Zn ve Pb konsantrasyonları fazla ise
toksik etki (zehirlenme ) yaratır.
3.BİYOLOJİK ÖZELLİKLER :
Toprak flora ve faunası, doğal ekosistemin
sürdürülebilmesi için makro ve mikro besinler kadar gereklidir. Böcekler,
solucanlar, bakteriler, mantarlar vd. mikroorganizmalar toprak içindeki
fiziksel ve biyolojik aktiviteleriyle topraktaki organik maddelerin parçalanmalarına,
organik besinlerin bitkilerce kolay özümlenebilmelerine, toprağın nem-sıcaklık-
havalanma dengesini sağlamaya yardımcı olurlar.
MİNERALOJİK ÖZELLİKLER :
Toprağı oluşturan mineraller
iki grupta sınıflandırılır.
a-) Çatısal mineraller : Toprağın ana bileşenini teşkil
eden birincil minerallerdir. Kum silt ve kil tanecikleri, mikrokristalli
bileşenler (Volkanik kül ve çörtler ), ve kaya parçacıklarından oluşurlar.
b-) Kil mineralleri ve
şekilsiz-ince taneli bileşenler : Toprağın kil fraksiyonunda bulunan
şekilsiz-ince taneli minerallerdir.Birçok toprakta kil fraksiyonunun çoğunluğu
alüminasilikat killerdir. Fazla aşınmış topraklarda ise gibbsite ve hydrous
ironoxide killer ağılıktadır.
B.TOPRAK KONDİSYONLAYICI
KULLANIMI :
Toprak kondisyonlayıcılar, bitki
büyümesi ve gelişimini artırmak için doğrudan toprak yüzeyine serpilerek
yada toprak işlenirken karıştırılarak uygulanır. Bitkilerde kök ve gövde
gelişimi, bol ve kaliteli ürün hasadı topraktaki besinlerin kolay ve yeterli
miktarda alınmasına bağlıdır. Toprakdan yeterli besini kolaylıkla alamayan
bitkilerde gelişme ve verim artışı istenilen düzeyde olamaz. Toprağın
fiziksel yapısı ve dokusu, makro ve mikro besin element içeriği, tuzluluk
ve pH değerleri gibi özellikler belirleyici etkiye sahiptirler.Bu nedenle
tarım yapılan toprakların analizleri yapılmalı ve uygun miktarda organik
toprak kondisyonlayıcı, organomineral ve kimyasal gübreler kullanılmalıdır
Bitkilerin gelişimi ve optimum biyolojik etkinliği
için dört ana faktör gereklidir.Bunlar;
1.Uygun hava ve toprak sıcaklığı,
2.Optimum emreamade toprak suyu ve havası,
3.Yeşil bitkilerin fotosentez yapabilmesi için enerji kaynağı olarak ışık,
4.Bitkilerin beslenmesi için ihtiyaç duyduğu besin elementlerinin toprakta
alınabilecek uygunlukda ve oranda bulunması,
Toprak kondisyonlayıcılar; toprak verimliliği ve üretim
artışı açısından öncelikle verimlilik yönetimi sağlamak, tuzluluk oranını
tamponlamak, toprak PH değerini düzenlemek ( bazik topraklarda şaşırtıcı
etki gösterir.) toprağın organik madde ve mineral içeriklerini artırmak,
toprakda mikroorganizma sayısını artırarak biyolojik aktiviteler düzenlemek
amacıyla tarımcılar tarafından kullanımları hergeçen gün yaygınlaşmaktadır.
LEONARDİT ESASLI TOPRAK KONDİSYONLAYICILAR
:
1.Toprak yüzeyi üzerindeki hava hareketini sınırlamakla
toprağın üst kısmından aşağı seviyelere doğru sıcaklık değerlerini düzenler.
2.Toprak yüzeyi üzerinde kabuklanmayı ve sızdırmazlığı
azaltarak su süzülmesini iyileştirir. Buharlaşıcı su kayıplarını azaltarak
toprak nemini korur.
3.Bitki gelişimi için yararlı mikroorganizmaların çoğalması
ve aktiviteleri için uygun ortam ve enerji kaynağı sağlar.
4.Bazik topraklarda parçalanmaları sonucu içerdiği organik
besin elementleri serbest kalarak bitki köklerince kolaylıkla özümlenirler.Toprakda
azot yetersizliğini düzenler ve azotdan daha iyi yaralanılmasını sağlar.
5.Bitkinin azotdan yararlanabilmesi için topraktaki
karbon/azot oranı izlenmelidir. İdeal oran 20:1- 30:1 arasında olmalıdır.Yüksek
oranda azot hareketsiz kalır ve bitki köklerince rahat özümlenemez. Düşük
olmasında ise organik azot, inorganik azot haline dönüşeceğinden bitki
tarafından azot özümlemesi zorlaşacak ve yetersiz kalacaktır.
6.Hümik asit esaslı toprak kondisyonlayıcıların polisakkarit,
şeker,protein, aminoasit ve basit organik asitler içermesi bitkilerin
sağlıklı, güçlü ve güzel görünümlü olmasını, meyvelerin mineral, enzim
ve vitamin içeriklerini artırmasını sağlar.
7.Hümik asit toprak kondisyonlayıcılar 3,5-4,5
pH değerine sahip olduklarından alkali (bazik) topraklarda (7,5-14) çözünerek
parçalanırlar.Toprak pH değerini düzenler ve bitki gelişimi için ideal
ortam sağlar.(Bitki gelişimi için ideal pH değerinin 5,5-6,5 olduğu kabul
edilir.)
8.Bitki gelişimi ve büyümesi öncelikle kök
sistemine emreamade besinlerin temini ve kök yüzeyine ulaşan besinlerin
aktif olarak absorbe edilmesiyle gerçekleşir.
Bitki besin elementlerinden mikrobesinler;
enzim moleküllerinin baskın oranda bileşenleriyken makrobesinler genellikle
proteinler ve nükleik asitler gibi bitkilerde bulunan organik bileşiklerin
bileşenleridir.
Bitki besin maddeleri fiziksel ve kimyasal
davranışlarına göre sınıflanırlar.
1.Çözünebilir besinler: Toprak solüsyonunda çözünen iyonlara
sahiptir.
2.Takasedilebilir besinler: İnorganik mineral iyonlarıyla
organik madde iyonlarının yer değiştirmeleriyle oluşan mineral-organik
madde kompleksleri formundaki besinlerdir.
3.Demir-manganez oksid bağlı besinler: Mineral-organik
madde kompleksi formunda olmayan besinlerdir.
4.Organik olarak bağlı besinler: Organik madde içerisinde
çözünebilir ve çözünemez formda bulunan elementlerdir.
5.Kalıntı besinler: Organik fraksiyonda artakalan besinlerdir.(iz
elementler)
Leonardit(organik humat) bünyesindeki düşük molekül ağırlıklı
hümik maddeler(fulvat) Bitkilerin metabolik işlemlerini etkileyen kimyasal
reaksiyonlarla ilişkiliyken yüksek molekül ağırlıklı hümik maddeler (humat)
toprağın fiziksel karekterlerini değiştirir. Yüksek oranda humik madde
ve organik maddeler içermesi toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri
üzerinde gösterdiği olumlu etkilerinin yanısıra bitki metabolizması, bitki
beslenmesi ve toprak biyolojisi üzerinde de olumlu etkileri gözlenmiştir.Toprakta
ve bitki gelişiminde gözlenen ikincil yararları kısaca şöyle özetlenebilir.
1.Toprağın havalandırma kapasitesini artırması
sayesinde bitkilerin kolay ve yeterli oksijen almasını sağlaması, metabolik
enerji için gerekli serbest oksijen içermesi bitkilerde oksijen metabolizmasını
şiddetlendirir ve düzenler. Bitkinin solunumunu iyileştirir, stresinin
azaltır.
2.Fotosentez
için gerekli enerjiyi üretir. Klorofil üretimi için güneş ışığının yanısıra
CO2,H20 izelement ve inorganik tuzlardan kompleks organik materyaller
–özellikle karbonhidratların biyokimyasal üretimi için fotosentez işlemini
hızlandırır.
3.Toprakta bulunan inorganik formdaki besin
elementlerini parçalayarak kleytleme (organik metal kompleksi oluşturma)
reaksiyonu sağlar. Bitki hücreleri tarafından alınamayan inorganik besin
elementleri organik formda besin elementleri haline dönüşerek bitki hücreleri
tarafından alınmasını sağlar. (Organik transmutasyon)
4.Bünyesindeki organik formdaki besin elementlerin
kökler tarafından kolay alınmasıyla bitkilerin daha sağlıklı ve güçlü
olmasını sağlar. Fazla su verilmesi durumunda bitkinin boğulmasını önler.
Toprağı nemli tutması nedeniyle sıcak ve kurak iklimlerde bitkinin solmasını
önler.
5.Organik maddelerin milyonlarca yıl
önce humifikasyonu (bozuşması) sonucunda doğal olarak oluşan bitki hormonları
(Auxin, Gibberellin ve Cytokinin) bitkinin büyümesini, kök sisteminin
gelişmesini, sağlıklı ve güçlü olmasını düzenler. Humik maddeler doğal
bitki hormonları içerirler ve doğal bitki hormonu gibi davranırlar.
AUXINS; Bitkiler için emreamade şeker yapması,
demir bağlanmasını sağlama ve ışık alımını kontrol eder. Kök, filiz, yaprak,
çiçek ve meyvede bitki hücresinin büyümesini hızlanırır. Humat’ların Auxins
içermesi bitki metabolizmasını pozitif etkiler.
GİBBERELLİN; Hücre bölünmesi ve gövde büyümesini
etkiler. Bitki gelişiminde dengeli büyümeyi düzenler. Tohum çimlenmesini
ve tomurcuk uyanmasını hızlandırır. Nişastaları parçalayan enzimlerle
ilgili DNA gen kotlarını başlatır.
CYTOKİNİN; Hücre bölünmesinin sağlar.
6.İçediği
organik bileşikler; hücresel büyüme ve DNA-RNA aktivasyonunu düzenleyen
spesifik enzim etkisi gösterir. Hümik ve fulvik maddeler enzim gelişimine
tesir eder. Net enzim sentezi üzerinde direk ve pozitif etkisi olduğu
kabül edilir.
7.Humik maddeler bitkinin metabolik sisteminin
bir parçasıdırlar. Glucose ve şeker yapıcı Glycosid içerirler.
8.Bünyesindeki organik karbon sayesinde
toprakta mikroorganizma nüfusunu artırır. Mikrobiyal faaliyetlerin gelişmesine
ortam hazırlar. Toprak bakterileri ve mantarlar (fungi, actinomycete vd.)
tarafından doğal antibiyotiklerin üretilmesi sağlıklı, dengeli ve güvenli
bir ortam hazırlar. Enfeksiyon hastalıklarına meydan vermez.
9.Humat’lar
içerdiği organik vitaminler ve organik antibiyotikler sayesinde hastalıklara
karşı direnci artırır.Zararlı haşareleri kontrol eder. Bazı bakterilerce
(Fungi,Actinomycetes) üretilen antibiyotikleri toprakda özel olarak tesbitetmek
zordur, fakat varlıkları bilinir. Antibiyotikler, bazı mikropları öldürmesi
veya etkisiz kılmasıyla bitkiler için hayati önem arzederler. Toprakda
düşük konsantrasyonlarında bile çok etkili olduğu bilinir. Bitki artıklarının
bozulması esnasında doğal Streptomysin, Terramycin, Bacitracin, Colicine
Polymyxin, Clavacin ve penicillin gibi antibiyotikler meydana gelir.
Toprakdaki mikroorganizmalar bitki yaşamını
ve gelişimini etkileyen vitaminleri üretir. Organik vitaminler, Auxins
ve diğer bitki hormonları organik maddelerin humifikasyonun önemli ürünleridir.
Toprak bakterileri tarafından üretilen antibiyotikler güvenli ve dengeli
bir mikrobiyal popülasyon sağlanmasında önemli bir rol üstlenirler.Toprak
verimliliğinde ideal organik madde içeriği 4%-6% olmalıdır.Buna rağmen
birçok toprakda organik madde içeriği 1% ve altında değerdedir. İdeal
organik madde içeriğine sahip topraklarda mikro organizma popülasyonu,
sıcaklık ve nem düzeyi bitki gelişimini direk etkiler.
Leonardit(Organik humat) toprak kondisyonlayıcının yaraları
şunlardır.
1.Toprağı gevşetir ve
yumuşatır.
2.Toprağa bağlı besinleri
serbestleştirir.
3.Toprağın su tutma kabiliyetini
artırır.
4.Kabuklanmayı ve kezeklenmeyi
düşürür.
5.Toprakda humus oluşumuna
yardım eder.
6.Tohumun çimlenme hızını
artırır.
7.Toprakda havalanmayı
iyileştirir. |